0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

Mustafa Oğuz Bayat – Kayıtlar

2. Kayıt

Şerefsizleri sevemiyorum. Sağ olsun kardeşim gün içinde mamalarını veriyor ama işe giderken paspasta yatan Şerefsiz 1, durakta beni bekleyen Şerefsiz 3 ile oynayamıyor, tüyleriyle stresimi atamıyorum. Ayaklarıma dolaşıyor sabahları, kovamıyorum. Paçamdan yukarısı haram. Şerefsiz 2, iki gündür kayıp. Karnı burnundaydı zaten. Umarım düzgün bir yere yavrulamıştır. Kedilerimizden bile uzak bıraktı bu virüs bizi.

Kardeşim aradı, yeni kurduğum akvaryumda balıklar yumurtlamış, kendi odamda karantina ilan ettim dışarı ile bağlantısı bulunan tek kişi olarak, biliyorsunuz. Haliyle balıkları izleyip stres de atamıyorum, yolla bakalım bir video da yavru adaylarını göreyim dedim, uzun olsun video. Nasıl da koruyorlar küçük beyaz topları diğer balıklardan bir görseniz.

Eldivenlerimi geçirdim elime, çantamın suluk gözünde kolonyalar… Şu an bulunduğum duraktan bizim eve giden 4 otobüs geçiyor ve en erkeni 40 dakika sonra gelecek. Valiliklere yollanan genelgenin birinde Otobüslerde yolcu sayısı %50’ye düşecek diye bir ifade vardı yanılmıyorsam. Belediye otobüs sayısını %50’ye düşürdü yalnız. Sabah da akşam da durakta beklediğimiz süre arttı. Durakta çok sayıda insan var, kârdan zarar etmemek için insandan zarar etmek tercih ediliyor sanırım. Otobüsün gelmesine var, kalabalık artıyor…

1. Kayıt

Her yanımız eldiven, kolonya, maske dolu. Üç oda bir salon evimizde tek oda benim hayatım oldu. Evden dışarı çıkan tek aile bireyi benim. Evde izoleyim, sabah erkenden çıkıyor, otobüste boş koltuklardan birine oturuyorum, yanıma oturmak isteyeni oturtmuyorum. Hoş, yanıma oturmak isteyen hiç olmadı ama plan bu, oturtmayacağım. Gerekirse hoşt bile derim. Çakmağın ucu ile “inecek” düğmesine basıp iniyorum. İnince çakmağı yakıp ters çevirerek düğmeye değen kısmını ısıtıyorum. Bilmem belki kafayı yedim ama içimi rahatlatmak için elimi aside dahi sokacak bir anksyete oluştu. Doğru olan bu.

Eve gelince hiçbir yere dokunmadan balkona çıktım, balkonda soyundum, bir don bir atlet… Çamaşır ipine astım, alt komşu ile selamlaştık, onun atlet sararmış. Doğal karşılıyoruz zorunlu çıplaklığı. Birazdan akşam yemeğim odanın kapısına bırakılacak, bir “tık tık tık” sesiyle makhumiyetimi yaşayacağım, bir film açarım. Yarın bir başka film…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

spot_img

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz