0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

NEJAT

Kazı yerinde hummalı bir faaliyet sürüyordu. Yakındaki Nusayrî köylerinden seçilmiş yüzü aşkın amele, toprağı durmaksızın eşip bir tarafa yığıyorlardı. Avrupa’nın dört bir yanından gelmiş arkeoloji öğrencileri ise tepecikler oluşturmuş bu kumların tamamını elekten geçiriyor, büyük parçalardan kayda değer görünenleri numaralandırıp itinayla sıralıyorlardı. Daha kıdemli oldukları anlaşılanlar ise kazı katmanlarının başında kümelenmiş, henüz bilinmeyen bir antik eseri, mala ve fırça yardımıyla gün yüzüne çıkartmaya uğraşmaktaydılar.

Kazının başkanlığını yürüten Alman heyetinde görevli Nejat da, yüzeyden bir metre aşağıda ve henüz yatay hâlde bulunan büyükçe bir Fenike heykelini topraktan arındırmakla meşguldü.

Batı uygarlığının mihenk taşları kabul edilmiş pek çok medeniyetin izlerini barındıran Baalbek, bütün kazı bilimcilerin ve arkeolojiyi çok seven istihbarat servislerinin yeni gözdesiydi. Humus-Şam demiryolu hattı üzerinde bulunan bu antik kentte, Bâbıâli’den alınan izinle Almanların başlattığı kazı, on beş senedir devam ediyordu. British Museum da, basit bir izin prosedürü akabinde sahadaki yerini almıştı. Kazı etrafında, birçok devlete ait âsar-ı atîka enstitüleri tarafından kurulmuş kamplar, geçmişin gizemlerini çözmeye çalışan bilim insanlarından çok, geleceği şekillendirebilmek gayretindeki istihbarat servisi elemanlarıyla doluydu. Herkes birbirinin ne maksatla burada bulunduğunu biliyor, ancak diplomasi oyununun kuralları gereği olarak, görünürdeki vazife ile meşguliyet ihmal edilmiyordu.

Nejat da bu kurtlar sofrasına, Tarih-i Osmanî Encümeni’nden vazifeli bir tarih öğrencisi kimliğiyle girmişti. Plana göre; Encümen Başkanı Abdurrahman Şeref Bey’in, henüz Galatasaray Sultanîsi’nde öğrencisi iken keşfettiği ve arkeoloji araştırmalarına yönelttiği Nejat, daha sonra girdiği Darülfünun Edebiyat Şubesi’nde, Umumî Tarih dersinden aldığı bitirme tezini tamamlamak üzere hocasına müracaat etmiş ve böylece çok istediği bu kazıya dâhil olma imkânı bulmuştu. Ancak Balkan Savaşı hâlen devam ediyordu; tezini teslim etmesi için kendisine, o da hocasının himmetiyle, çok kısıtlı bir ödenek ve zaman verilebilmişti.

“Teşkilât”ın Nur-î Osmaniye’deki 23 numaralı binasında tasarlanmış olan bu planın ve Nejat’a verilen gerçek vazifenin amacı ise, San’a Nüfus Müdürü tarafından deşifre ve rapor edilen bir entelijans ajanı hakkında olabilecek en kısa süre içerisinde ve mümkün olduğunca bilgi toplamaktı.

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]

spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz