Yeşil otların güneşe uzaktı
bir tay ısırırdı senin körpeliğini
vahşi ağzın, göğsümü koparıp kaçırırdı.
O karşımda, yenilmedik gücüydü yüzünün
çuvalları kavrarken boynum,
yüzün küşümün süsü, yüzün bana güçlüydü.
Büyünle birlikte akla hep bir duman
hep bir yağmurla getirirdi sırsıllığı adamlar,
hastalar ağır yorganlarda ölüme yumardı ağzını.
Seslerden ruhuma arınan dizelerle
oynardı törpülü çocuklar.
Her bağın, bağçenin sahibi bilinen yerlerde
lâcivert pantolonlar arardı gençler;
havalar, ekini daha çok severdi köylüden.
Irgat kadınlar göğün gergefinde
hiç ığranmadan o soğuk merdiveninde,
miras nasırlarının üstünde kalkarak
kıvırıp bel kemiklerini, yatardı
ve ırlardı çapadan, belden uzak
tuzdan, testiden, tülbentten uzak ağzı.
Göğe uzansa elleri artık o gök yanardı.
[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]