0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

Kaptan Ahab’ın Kayıp Piposunun İzinde

Deniz ve denizciliğe dair hikâyeler, romanlar ve filmler bana her zaman câzip gelmiştir. Bu durum, otuzlu yaşlarının ortasına merdiven dayadığı hâlde her türlü çabaya rağmen bir türlü yüzme öğrenememiş bir Trabzonlu için pek inandırıcı bir zevk alanı gibi durmuyor, kabul; bu sebeple deniz kokan bir kentin çocuğu olarak denizle alâkamın genelde onu uzaktan seyretmekle sınırlı kaldığını söyleyebilirim. İçine girmekten oldum olası kaçınmışımdır.

Denizin edebiyat için mümbit bir alan olmasını, hem denizin gözle görülür ve ulaşılabilir bir gerçeklik olmasına, hem de insanın denize karşı temelleri çok da yabana atılamayacak korkusundan neşet eden yabancılaşmaya bağlıyorum. Çünkü deniz, rutin bir gerçeklikten sıyrılıp türlü serüvenler vaat eden, her an bir kâbus ortamına dönüşebilecek gizemli bir alana tekabül ediyor. Ürpertici, tekinsiz, bir o kadar da câzibeli bir dünya bu. Kayıp denizcilerin hayâletlerinin havalarda uçuştuğu,boş inançlar, efsâneler, devasa deniz canavarları, hastalık saçan iri kemirgenler, hayâl mi gerçek mi bir türlü anlaşılamayan davet kârdenizkızları, direğine çapraz kemikli siyah bayraklar çekilmiş korsan gemileri, tahta bacaklı ve tek gözünü kaybetmiş kaptanlar, vücutlarına acayip dövmeler kazınmış külhanbeyi tavırlı küfürbaz gemicilerle dolu bir masal dünyası… Suyun karşısında Tanrı bile temkinlidir. Hem Eski Ahit’te hem Türk Yaratılış Destanı’nda Tanrı henüz hiçbir şey yaratılmadığı hâlde suların üzerinde itidalle uçar; suya temas etmez. Çünkü deniz, ucu bucağı olmayan, dibi görünmeyen meçhûl bir sonsuzluktur. İnsanoğlu zıvanadan çıkıp dünyayı yaşanmaz hâle getirdiğinde ve Tanrı dünyaya son bir şans tanımaya karar verdiğinde dünyayı temizleme görevini yine denize havale etmiştir. Nuh’un gofer ağacından inşa ettiği ahşap gemi yeni bir başlangıcın muştusu olmakla beraber, çobanlık, rüya tabirciliği ve tacirlik gibi peygamber meslekleri arasına bir de denizciliği eklemiş oluyordu. Her şeyin başlangıcı gibi sonunun da denizle alâkalı olduğuna dair kadim inanç, bir de Nuh Tufanı gibi bir örnek varken, denize karşı daha bir temkinli yaklaşmamıza sebep oluyor sanki.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz