0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

Erkan’ı Astırırız, Göktürk’ü Vurdururuz, Oğuzhan’ı Sürdürürüz

Belki sizler okuyup unuttunuz ama ben Ekizoğlu Volkan pehlivanın Ağustos’taki meydan okumasını unutmadım. Niye? Çünkü buzdolabı magnetleri bunun için var. “Yumurta al, kızı okulda unutma, Volkan’a ağız göz dal” gibi notlar bu sayede her zaman gözümüzün önünde olduğundan hedef gözden kaybolmuyor.

Eğer şiddetli kavga sonrasında şiddetli öpüşme sahnesi ihtimali olan bir romantik komedi çeviriyor olsaydık vereceğim cevapların dozajı konusunda ayrıca bir mesai harcayabilirdim ancak Volkan’da bu potansiyeli görmediğim için Allah ne verdiyse dalmaktan başka yapabileceğim bir şey yok.

Yine de kademe kademe gideceğiz. Satır satır şerh edeceğiz ve evvela şu ittihatçılık meselesine artık nokta koyacağız. Atsız’ın, benim ve Ragıp Ağabey’in yakasını toplayıp “hesap soruyorum” diye bizi sigaya çeken Ekizoğlu, sosyal medyada takılmış CD’ye benzeyen, peşpeşe tekrarlayan hareketler gibi “İttihat is back bitchezz” yazıp duruyor.

Oysa ne İttihatçıları yaratan iklim bu iklim, ne zaman o zaman. Ayva doğramak için mutfak çekmecesinden bıçak çekmemiş adamlar, kahve köşelerinden Rus atlılarına doğru hücuma kalkıyorlar. Kitaba bakıyorsun “Allahuekber” nidaları, kahveye kulak veriyorsun “dıgıdık dıgıdık” sesleri! İyi anlaşılsın diye burada bir işaret fişeği çakayım, İttihatçılarla alıp veremediğim bir şey yok. İttihatçılıkla da… Fakat ittihatçı furyasıyla derdim var ve yazdıklarım bununla ilgili.

Bugün İttihatçılık furyasında kimsenin aklına devleti yöneten kadro gelmiyor hemen hemen. Daha çok bu nutuklar atılırken kaybetmenin, yenilmenin, sokağın ortasında veya dağın başında tek başına vurulmanın ve böyle bir şehadetle dünyanın geri kalanının suratına çalımlı bir şekilde tükürmenin metaforu yapılıyor. Buna eyvallah. İğrendiğimiz sistemin çarkları arasında ejder meyveli smoothie olmaktansa, farklı bir tavır alarak kaçırdığımız şahsî fırsatlara bile isteye sırt dönmek başka bir şey. Fakat bilhassa Pırtlar Vadisi ekolünden gelen arkadaşların bu meseleyi hafiften bir “Törkiş mehdi” beklentisine çevirdiğini de sezinliyor gibiyim.

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz