0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

Yarım Urupla Buğday

Meşguliyet, Tanrı için muhaldir. O, “ol” der ve “olur”, kün fe yekün. Araplar bu güce “kün” der ve “kâf”ı “nun”a vurarak yazarlar. Telmihen kelimeyi oluşturan harflerin ismen okunması kâf, ü, nun olur. Kafünun Tanrı kudretinin kod adıdır Türk sûfîlerde.

Huruf-u mukattaadan olmadığı hâlde Araplar okusaydı kaf nun derdi, kutsal metinler dışında da kaf vü nun. Acaba onun fonetiği daha mı hoş olurdu?

Bütün bunları, adı Kafünun olan bir kıza, “adının anlamını bilip bilmediğini” sormam yazdırdı ve yazdıracak. Bir de Müslüm Gürses hakkında zaten yazılmış olması.

Sordum, “Annem, babam malmış” diyemedi, “Çok övülmüş güzellik” dedi. “Bir de yüksek dağlardaki çiçeklerin ilk açtığı gün anlamına geliyormuş”. Dağ başındaki çiçeklerin muayyen ve muhayyel günleri olmasa şu isim sözlüklerini satanlar ne yapardı acaba? Oğluna “o-le”, kızına “ke-u-ne”, gayrımeşru oğluna “peiçe” isimlerini koymaya hazır bir toplumda yaşıyor olduğumuz ayrı bahis.

Uhrevî meselelerden teklifsizce bahsetmesiyle meşhur Harabî, Kafünun’u duyunca şunları söylüyor:

“Kâf ü nun” hitabı izhâr olmadan
Biz bu kâinatın ibtidâsıyız
Kimseler vâsıl-ı dîdâr olmadan
Ol “kaabe kavseyn”in ev ednâsıyız

Yok iken Âdem’le Havvâ âlemde
Hak ile Hak idik sırr-ı mübhemde
Bir gececik mihman kaldık Meryem’de
Hazret-i İsâ’nın öz babasıyız.

Hiçbir şey yoktu, zaman bile, sâdece O vardı ve bize anlattığına göre her şey “ol” demesiyle oluverdi. “Hangi dilde söyledi?” sorusuna cevap aramak imkânından mahrumuz, bir dili olduğunu iddia etmek ise varlığını sorgulamakla eşdeğer. Fakat kesin olan, hikâyeyi bizlere anlatmasına aracı kıldığı insanın Arapça anlattığı. Şu hâlde “Kün” demiş olduğunu söylüyor ve akabinde her şeyin var olduğunu. O hâlde ilk var olan bir Ke-KA-kaf (?) sesiydi.

Fars mitolojisine göre her yer karanlık bir su ile, adı “bahr-i muhit olan” bir deniz ile kaplıydı. Varlık sıralamasında önce bu su, sonra da her şeyi çevreleyen KAf Dağı gelir.

Türk yaratılış destanında KArahan bir KAz ile sonsuz suların üstünde uçarken, yahut KArahan bir KAz şeklinde uçarken suyun altından aldırdığı çamuru suyun yüzeyine savurtarak toprağı yaratır. Vah o çamurdan, kendine dünya kurmak için ağzına pay alanlara…

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz