Bir gün öldüğümü öğrendim. Nasıl oluyor demeyin. Hem de telefonla haber verdiler. Acı acı çalıyormuş telefon ve bakmıyormuşum öyle dediler. Oysa eski kafalı bir insan olduğum için kullanmaya ısrarla devam ettiğim eski kırmızı telefonumun ahizesini yaladığımda hiç acı tadı almadım. Aslında öldüğüm için hiç tat almadığımı ilk başta anlamamıştım. Telefondaki kadının monoton sesi beni öldüğüme ikna edememişti:
“İyi günler Turhan Bey, gerçi artık sizin için herhangi bir gün yok ama. Ben Öte Dünya Hizmetleri A.Ş.den Şebnem.”
“Bu nasıl bir şaka! Ne öte dünya hizmetleri kardeşim, aramayın artık beni diyorum. Kimden alıyorsunuz telefonumu. Ulan kerhane telefonuna döndü. Canı isteyen arıyor. İstemiyorum hizmet falan. Yok, internet bağlayacağız, yok beşi bir arada paketimizi denediniz mi? Ben bağlayacağım sonunda birinize, olacak o zaman istediğiniz.”