0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

“Devletin Rütbe ve Nişanlarını Kendi Nefsinden Bile Kıskanmak…”

Defalarca tekrar ettim bu cümleyi içimden… Böyle bir devlet şuurunun, insanın ciğerine kadar işlemiş olduğunu söylemek dahi kâfi gelmedi. Muhakkak, hücrelerine kadar işlemiştir. Böylesi biri için ne demeli? Şahsiyetine mi, nefsini dize getirecek kadar derecesi yükselmiş iradesine mi hürmet etmeli? Yoksa havsalamızda neredeyse ütopik hâle gelmiş hâdiseleri ve o hâdiselerin öznesi olmuş zatları, bir masal kahramanı sayıp hâlimize mi dertlenmeli? İnsanın, bir gün kavuşma ihtimalini zihninde gitgide yok saydığı anları ve fertleri artık yalnızca hayal dünyasına hapsettiğinde, yaptığı şey nedir ki? Zannediyorum, içinde bulunduğu ana dönerek mevcut vaziyetle alâkadar olmaya meyletmek ve bir çamurdaymış gibi hissettiğinden, o çamurun içinden çıkmaya gayret edercesine çözümler üretmek…

Nereden geldim buralara dersiniz? Bir cümle beni buralara getirdi zannettiyseniz, hemen izah edeyim. Ben hep buralardaydım. Çokça zamandır… Ve çoğumuz gibi… Yoruldukça, zihnimi eskilerde kalan hâdiselere, eskilerde kalan kişilere, çoğu kez mezardakilere götürür; oralarda dinlenir, oralarda gülümser, oralarda umut tazelerim. Zihnimi oralardan alıp da, içinde bulunduğum zamana getirince birden yüzüm düşer, zihnim yorulur, umudum azalır. Yâni demem o ki, bir cümle beni buralara getirmedi. Aksine, bir cümle beni ta eski zamanlara götürdü. O zaman ile bu zamanın arasındaki uçurumları hatırlattı. O zaman ile bu zamanın insanları arasındaki kapanmayacak farkı anlattı. Bir de o farkın, derinlere işleyen sızısını…

Bir anekdot vardır; belki biliyorsunuzdur, belki de duymamışsınızdır. Ama madem o anekdottaki bir cümle bana bunca şeyi hatırlattı, gözleriniz değiyorsa yazdıklarıma ben de size hatırlatayım.

Ziya Nur Aksun’un, Dündar Taşer’den naklettiği bir anekdottur bahsettiğim.  Altı ilâ sekiz bin kişilik bir kuvvet ile Kanije’yi savunan Tiryaki Paşa’ya dairdir. Şöyle anlatır Tiryaki Paşa’nın o yüksek devlet şuurunu ve o hayran olunası ruhî terbiyesini:

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz