0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

‘Bizim Çocuklara’ Bir Mektup Niyetine…

Osmanlı döneminden bugüne, dergicilik faaliyetlerini araştırıyor ve ilk defa bu kadar derinlemesine inceliyorken, rastladığım birkaç hâdise üzerine bu sayıya bir not düşmek istedim. Ayarsız dergisinin de tarihin bir noktasında “milliyetçilerin şöyle esaslı bir dergisi vardı” ile başlayan cümlelerin öznesi olması ümidiyle…

Dergiciliğin boy gösterdiği zamanlar, 19. yüzyılın son çeyreğine tekabül eder ve bu Mecmua-i Fünun ile 1861’de başlar diyebiliriz. Mecmua-i Fünun’un ilk dergi sayılmasındaki neden, 1850’de çıkan ve yarı Fransızca yarı Türkçe olan Vakâ-yı Tıbbiye Dergisi’nin çoğunlukla tıp sahası üzerine yazılar barındırmasıdır. Sonrasında çıkan dergilerin de (1868’lere kadar) pek suya sabuna dokunduğu, bir fikir ortamı barındırdığı görülmemiştir. Bahsettiğimiz Mecmua-i Fünun’da da durum böyleydi. Suya sabuna dokunması bir tarafa, dokunmadığı sabunlara rağmen ellerinin yıkatıldığı da olmuştur bu derginin. Meselâ derginin 1882’de yayınlanan bir sayısında fennî bir konuyu anlatırken “yıldızböceği”nden bahsetmesi, Münif Paşa’nın Saray’da yargılanma sebebi olmuş idi. Fennî bir meseleden bahsederken, “Yazı içinde geçen yıldızböceği ile ‘Yıldız Sarayı’ında oturan padişahımızı mı kastettin?” alınganlığı ile… Hatta… Abdülhamit’in kardeşi V. Murat’ı çağrıştıracak sözcükler de yasaktı. Gazeteler, başkalarına âit Murat adını bile Mir’at şeklinde yazmakta, “deli”, “mecnun” gibi ifâdeleri kullanmaktan imtina etmekteydi. Dönemin mühim dergilerinden biri de Malûmat’tı. O, bu âşikâr olarak dillendirilmeyen sansürden dolayı, daha dili yanmadan yoğurdu üfleyerek yemeye başlamıştı. Dergi şu sloganla yayın hayatına girmişti: Padişahım çok yaşa! Bu sloganı derginin bir ucuna yerleştirmek de kâfi gelmemiş olsa gerek ki sağlı sollu ekleyiverdi dergiye sloganı… Hayat sigortası niyetine… Ve şöyle bir önsöz ile:

“Edebiyat, gazetemizin büyük bölümünü tutacak, ama her zaman bir üslûp ile yazılmış manzumeler veya bir zeminde karalanmış şairce makaleler ile zihinlere usanç getirmeyecek… Kimi zaman ciddî, kimi zaman efsâne kabilinden manzumeler yayımlayacağız. Batı edebiyatından, Doğu zevkine aykırı düşmeyen güzel eserlerin çevirisini vereceğiz. Ahlâka ilişkin eserlerden en çok lâtif, filozofça fıkralar seçeceğiz… Aşırıya kaçmadan, soğuk soğuk Fransızca bozmalarından veya bozuk düzen divan efendisi ifâdelerinden kaçınacağız. Kendi dilimizi yazmaya çalışacağız…”

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]

spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz