0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

Zamanın Ötesine Yazan Heccav: Şair Eşref

“Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için,

Gelmesin, redd eylerim billâhi öz kardaşımı.

Gözlerim ebnâ-yı âdemden o rütbe yıldı kim,

İstemem ben Fâtiha, tek çalmasınlar taşımı!”

Gerçekten Hilmi Yücebaş’ın aktardığına göre bu kıtanın sahibi Şair Eşref’in mezar taşı çalınmıştır. Vefatından 16 yıl sonra, belki muziplik olsun diye, belki de ona bir keşf-ü keramet atfına meydan vermek için birileri Eşref’in Kırkağaç’taki mezar taşını çalmışlar.

Orhan Seyfi, Akbaba Dergisi’nin 1937 yılındaki bir sayısında şunları yazıyor:

“İhtimal ki hırsız, Eşref’in hayranlarından biriydi. Şairin (yukarıdaki kıtada aktarılan) vasiyetini biliyordu. Her sözü doğru çıkan Eşref’i öldükten sonra utandırmak istemedi. Baktı ki, onun dediği gibi hakikatten adını anmıyorlar, mezarına gelip bir Fâtiha okuyan yok… Mezar taşına âit düşüncesinin de doğru çıkmasını istedi. Onun için bu taşı çaldı.”

Yazdığı, söylediği sözler, haber verdiği manzaralar öldükten sonra hakikat olan insanlara evliya nazarıyla bakmak, bizim millet olarak pek hoşumuza gider. Oysa ölmeden evvel dönüp bakmayız bile kim olduklarına. Ferid Kam, bu ahvâlimizi ne güzel anlatır:

“Sağlığında nice ehl-i hünerin

Bir tutam tuz bile konmaz aşına

Öldürürler evvel onu acından

Sonra bir türbe dikerler başına”

Şair Eşref’in mezarı bugün bir türbe hâline gelmiş midir, emin değilim. Gerçi türbeye dönüşmüş olmasına da şaşırmam. Milletimizin bugünkü hâl-i perişanına yaklaşık 100 yıl öncesinden işaret eden ender insanlardan biri olan Eşref’i de evliyadan saymak gerekir mi, ayrı mesele. Ancak, Eşref’i ve yaşadığı dönemi gözönüne alırsak, herhâlde gördüğü zulm-ü eziyete sabretmek için bütünüyle değilse de birazcık evliyalıktan nasipdâr olmak gerekir.

Şair Eşref, hepimizin bildiği gibi edebiyatımızın zirve heccavlarından biridir. Söz kudretini;

“Eylemem ölsem de kizbi ihtiyar

Doğruyu söyler gezer bir şairim

Bir güzel mazmun bulunca Eşrefa

Kendimi hicv eylemezsem kâfirim”

diyerek hicve sarfeden Eşref’in belki de en büyük şanssızlığı 2. Abdülhamit Han devrinde yaşamış olmasıdır.

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz