0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

Mütefelsif, Evlâd-ı Dönerciyân Ve Gariban Bir Adamın Hikâyesi

Zamânın behrinde, şehrin birinde (yâni Osmanlı zamânında ve Osmanlı İstanbulu’nda) cevval, delidolu, haksızlığa gelmez, delikanlı; fakat fazla saldırgan, fazla atılgan bir adam yaşarmış. Bu adam aslen Tokatlı, doğma büyüme Atik Valde’den İnen Sokaklı’ymış. Külhanbeylerine dayılık taslar, pezevenklerden bâç alır, inzibatlara -keyfolsun diye- yalan yanlış ihbârlarda bulunurmuş. Deliliği şehrin bütün sokaklarında, bütün evlerinde bilinir, konuşulur, bütün ninelerin dillerinde dolanır dururmuş. Adı Abdülhâkim’miş ama anası doğumundan îtibâren hep “canım” diye sevdiğinden, gerçek adını kimse bilmez, herkes ona “Can Ağa” diye hitâp edermiş.

Günlerden bir gün Can Ağa, yâni daha yirmili yaşlarının sonunda, otuzlarına dayadığı merdivene pek de îtibâr etmez, burun kıvırırken, şehrin delisinden, orospusundan, kaçığından, kabadayısından sıkıldığını fark etmiş. Ne vakit soylu bir iş yapmak istese, doğup büyüdüğü sokaklar ve görüp tanıdığı manyaklar önüne mutlakâ engel çıkarırmış. Aklına, yakınlarda memleketin hamallarını toplayıp saray basmak sevdâsına düşen Ali Suavi Paşa gelmiş. Evet, varoşlarda zenginlerin düzenine başkaldıran adamların hepsine ve bir de ne hikmetse pezevenklere paşa denirmiş ve Ali Suavi de, pâdişâhı indirmeye yeltendiği için paşa olarak anılanlar sırasına girmeyi becermiş.

Düşün ha düşün, gece olmuyor, olunca gitmek bilmiyor, güneş doğmuyormuş. Can Ağa’nın bu dertli hâlini görenlerin yüreğine od düşmüş, canları bedenlerinden çıkası olmuş. Zavallı anacığı oğluna üzülmüş de, gezmediği imam, büyücü, cinci hoca -hattâ o kadar çâresiz kalmış ki- hekim doktor bile kalmamış. Nihâyet aklına, oğlunun âşık olmuş olabileceği ihtimâli gelmiş. Bir üzülmüş, bir sevinmiş. Bir içi kuş kanadıyla dolmuş, bir tasasından yüreğinin gülleri solmuş. Ne yapsam ne etsem diye akıl sarayının arka bahçelerinde toprak eşelerken rahmetli kocasının saray kâtibi olan amcaoğlu aklına gelmiş. Koskoca kadın, “Aman n’olur n’olur, böyle derde bulsa bulsa Varyemez, Eliyle Verene Dur Demez Mehmed Çelebi Ağam çâre bulur” diyip seke seke paşa konağının yolunu tutmuş.

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]

spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz