0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

Feminizm Notları-II: Farklı Yollar – İkinci Dalga

“Kişisel Olan Politiktir”

Birinci dalga feminizmin, oy kullanmada, yönetimde, eğitimde ve mülkiyette eşitliğe yönelik talepleri ve mücadeleleri, dünyada kadınların yasal olarak daha iyi bir konuma kavuşmalarını beraberinde getirdi. Bu öncül gelişmeler, kadınların, kadınlığın, cinsiyete dayalı eşitsizliklerin gündeme gelerek tartışılması bağlamında hayatî bir gereklilikti. Ancak yasal düzlemdeki bu gelişmelerin yaşanması, eşitsizliklerin gündelik hayatta bertaraf edilmesi için yeterli olmadı. İkinci dalga feminizm 1960’lı yıllarda ortaya çıkarak etkisini 1990’lara dek sürdürdü. İkinci dalganın önemli sloganlarından biri olan “kişisel olan (özel olan) politiktir!” sözü, dönemin mücadelesini olabilecek en kapsamlı biçimde özetliyordu. İkinci dalga feminizm, özel alana, kadınların ev içindeki cinsiyet rolleri nedeniyle (ve aynı zamanda aile temelli olarak) mâruz kaldıkları eşitsizliklere, üreme özgürlüğüne ve cinsel özgürlüğe odaklandı. Taleplerin tamamı, kadınların bedenlerini ve gündelik hayattaki etkinliklerini ataerkil toplumun denetiminden kurtararak kendi kontrollerine almak istemeleri ile ilişkiliydi. Eşitsizliklerin temel nedenleri ataerkil düzen ve kapitalizm olarak görülüyordu. Kişisel/özel olanın politik olduğuna ilişkin slogan ise çok yönlü bir mesaj iletiyordu. Sloganın işaret ettiği aslî mesele kadının duyguyla, doğayla ve özel alan ile; erkeğin ise akılla, kültürle, kamusal alan ile ilişkilendirildiği bir düzenin varlığı idi. Bu düzende kıymet atfedilen/hiyerarşinin üstünde yer alan değerler ise akıl, kültür ve kamusal yâni politik olandı.1 Bunun karşısında, dişil değerler ile özdeş/aynı statüde kabul edilen doğa hükmedilmesi gerekeni temsil ediyordu. Bu bileşkede özel alan ise politik olmayana tekabül ediyordu. “Kişisel/özel olan politiktir”, kadınların özel alanla sınırlandırılmalarının, özel alanda gerçekleştirdikleri etkinliklerin ve burada karşılaştıkları eşitsizliklerin de politik olduğunu söyleyerek ezber bozdu. Kadınların toplumsal olarak kendilerine yüklenen roller nedeniyle karşılaştıkları gündelik eşitsizlikler toplumun/kamusalın dayattığı eril ilkelerden/kurallardan ileri geliyordu.  Özel alan/özel olan tam da bu nedenle politikti; eşitsizlikler aleyhine tartışmayı, düzenlenmeyi gerektiriyordu.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz