0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

UMAY

Umay’ın 7. yaşgünü için…

Bildiğimiz en eski Türkçe isimlerden birisini, târihin ve Türklüğün köklerinden çekip ona isim yaptım; zîrâ annesinin rahmindeyken hem annesi hem kendisi için bizzat o pagan çağlarımızın bulutsu belirsizliği içerisinden gelecek bir yardım, daha korunaklı bir mevki umuyordum. Bir taraftan Allah’a Müslümanca tazarrû ederken, başka ve eski kuvvetleri de her şeyin sorunsuz gitmesi konusunda muâvin tâyin eden eklektik bir dinî inancın sayvanı altında dokuz ay bekledim gelmesini ve bir taraftan da işe bu kadar kadîm meseleleri dâhil etmenin sıkıntısını çektim; zîrâ “hasbünallâhu ve nî’mel vekîl! Nitekim annesi Umay’dan yaklaşık üç saat sonra çıkabildi ameliyathâneden. Ben de o gün, Umay’ın bütün medlûllerini günümüze çekerek, eski tanrılara yakarmayı terk ettim.

Geldiğinde yaşadığım, hissettiğim yâhut, belki daha doğru bir söyleyişle, içinde boğulduğum duyguları kelimelerle ifâde edebilmem mümkün değil. Üstelik hayâtımın en önemli sahnelerini içermesine rağmen o anlara dâir aklımda kalanlar, elimdeki kayıtlar olmasa, gayrimuayyen imajlardan, gerçeklikle gerçekdışılığın bulanık sâhasına aitmiş gibi görünen tuhaf vizyonlardan ibâret. Oysa insan bu anların kesintisiz bir tutanağını kafasının içinde türlü teferruâtıyla hıfzetmesi gerektiğini düşünüyor. İşte bu tecrübe o kadar yoğun ki, görüp yaşadıklarınız garip bir ademiyetin kıyısında, dalgaların bozucu tederrüçleriyle tâciz edilen hâtırâ kumullarında hiç yok olmasa bile sürekli yer ve biçim değiştiren kum tânelerine, siz de arada bunları bozsa dahi o tepeciklerden anı devşiren dâne-çinlere benziyorsunuz. Üzerinden kayıp gittiğim; ama hiç düşmediğim bu dışbükey eğriler ormanında kendimi hep elimde yeni bir nüfus cüzdanıyla nüfus müdürlüğünden dönerken görüyorum. Hatırladığım en net görüntü bu ve siderodromofobiden muztarip abûsü’l-vech bir adamın yol boyunca benimle girdiği anlamsız ve sâdece bir uğultular gayyâsında birkaç kelimesini duyduğum muhâvere… Yüzümde yerleşik bir tebessüm ve âsûdelikle, dağdağasız bir gün geçirmenin ferahlığı içinde herhâlde bir tek o gün yürümüşümdür.

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz