Her kim döktüğü gözyaşının kutsaliyetine inanırsa
Bir gün mutlaka ebedi mutluluğu bulacaktır.
Ağlıyordum aslında
Gökyüzünün ne kadar aydınlık olduğu çok da önemli değildi
Yalnızlığım, göz kapaklarıma oturan bir uyku hissi gibi
Ağırlaştırıyordu her geçen gün bedenimi.
Bir gün karlar altında kalmış bir okul bahçesi
Bir gün maşa tutmayan bir köz oluyordu içim,
Üstelik hiçbir tesadüfün aşkla akrabalığı olmadığına inanıyordum
Hiçbir tanrısal kuvvetin beni yeniden heyecanlandıramayacağına…
Gökyüzünün ne kadar aydınlık olduğunu hatırlayamadığım
Pencerelerimin açık,
Perdelerimin kapalı,
Kapımın kilitli olmadığı bir sabah
Namazın uykudan daha hayırlı olup olmadığını tartışırken imam efendiyle
Tüm ahretin bürokrasisini bir kenara bırakarak
Belki aklımın tüm klişe söylemlerine cebren sahip olurcasına
Belki ruhumun tüm hastalıklarına hile edercesine zar tutarak
Gözlerini atıyordum dünya zeminine