0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

TURAÇ-NÂME

Nuruyum, rahmetiyim bu kutsal toprakların,
bu mahrem coğrâfyanın izin vermem aczine…
Benim gibi ağlar mı yüreği yaprakların,
taşların damarları benim gibi inler mi?
Sepeğim düşürülse bir namlunun haczine,
başak dökmüş ekinler zapt-ı haciz dinler mi?

Sersem sersem gezinir boz abalı bir yiğit;
ırgalanır boynumda, işlemeli bir mendil.
A turaç, a hey turaç, azığı sırlı çiğit;
hangi zeytinyağından, ayağındaki kandil?
Hızlıyım zaman gibi, sızım kadar yavaşım;
konuşunca susarım, gökten eli güğümlü.
Demlenir besmeleyle aç karnına savaşım,
kuru çalılıklarda, anamın beşiğinde.
Tanrı kurban istese, ayağından düğümlü
cezbeye kurulurum, bir geben eşiğinde…

Kurşun gibi erir de pençelerimde atlas,
içli türkülerimi duymaz mı, sağır mı gök?
A turaç, a hey turaç, a göğsü kara elmas;
o pür kanatlarına, bu kadar ağır mı gök?

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]

spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz