0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

Esir Kampı

─Sene 1330!

Sarıkamış Muharebesi’ndeydim. Bir tek benim bölüğüm Sarıkamış’a girdi. Girdi ama hiçbirimizin kolunda kuvvet, dizinde derman kalmadı. Urus gâvuru da sebil gibi vur vur bitmiyor. Zaten askerin çoğu şehit oldu. Mühimmatımız da kalmadı. Karnımız desen zil-aç. Hava ustura gibi. Ellerimiz, ayaklarımız daha tutmuyor. Baktım Urus bizi çembere aldı. Ben, “Ulan durun!” diyene kadar bizim nefer teslim oldu. Kaldım ortada bir ben. Hilmi tek başına ne yapsın. Ama delikanlılık işte, kafaya taktım, tek başına kalsam da teslim olmak yok. Sağa baktım silâh yok, sola baktım mermi yok. Bir de baktım ki dakkasında koskoca Urus taburu topuyla tüfeğiyle karşımda, tıpkı bir idam mangası gibi nişan almış bana bakıyor. Başlarında genç bir gamandar. Kılıcını havaya kaldırdı, “Nişan al!” diye bağırdı. Baktım kaçış yok. “Ya Allah!” diye bir nara attım ki herkesin dizlerinin bağı çözüldü, tetikleri kesildi. İki elimle mintanı yırttım. Göğsümü açtım. Boynumda da anamın verdiği hemayıl asılı. Kelimeyi Şahadet getirdim, bağırdım: “Vur kâfir, vur da şehit olayım.” Urus gamandarı tam “Ateş!” diye bağırıyordu ki bir Urus miralayı koştu geldi. Urusca, gamandara kızdı, küfür etti, kovdu. Yanıma geldi. Cebinden bir kâğıt çıkardı.

Dedi: Ey saldat! Yoksa sen Hilmi Çavuş musun?

Mudara mı edeceğim sanki Urus paşasına:

Dedim: He ulan! Ne sandın ya?..

Esas duruşa geçti bir selâm çaktı:

Dedi: Çar’dan emir var. Sana idam yok.

Dedim: O deyyus Çar’ına söyle Hilmi Çavuş’un onun himmetine ihtiyacı yok.

Dedi: Seni harp danışmanı yapacak.

Dedim: Benim ölüm gider buradan.

Dedi: Gelmezsen eğer, aha ha burada bütün Türk neferlerini kurşuna dizdiririm.

Urus Miralayı öyle deyince bizim gariplerin yüzüne baktım. İçim dağlandı. Dedim, “Benim inadım yüzünden asker zayi olmasın.” Ama öyle bedavaya Çar’a teslim olur muyum?

Dedim: Ulan Miralay, eğer bu neferlerin tamamını serbest bırakırsan ben de seninle gelirim.

Urus Miralay’ı sevindi. Esas duruşa geçti; topuk selâmı verdi.

Dedi: Emrin olur Hilmi Çavuş.

Şaşırdım.

Dedim: Miralay sizde düşman neferine selâm verilir mi?

Dedi: Yiğit düşmansa verilir. Hem sen artık Çar’ımıza danışman oldun.

Neyse. Bizim askeri saldılar. Garipler öyle sevindi öyle sevindi ki bana dua eden edene.

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]
Önceki İçerik
Sonraki İçerik
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz