Kampüslerde “Üniversiteler bizimdir” sloganı atarken buna o kadar çok inanmıştık ki, makamı işgal eden mason rektörü bir emanetçi gibi görüyorduk o koltukta. O makamları teslim alacağımız günler yakındı. Hatta üniversiteler o kadar bizimdi ki, aynı sloganı başka gruplar attığında kıskançlık krizlerine giriyor, üniversitelerimizi vermemek için arada taşlı sopalı dalıyorduk birbirimize. Sonra bu sloganı ömründe bir kez olsun atmamış sünepe İslâmcılar gelip sahiplendiler üniversiteleri. Attığımız sloganlarla, taşlı sopalı cenklerle üniversitelerin bizim olamayacağını geç de olsa anlamıştık.
Şimdilerde, “Şeyhi olmayanın şeytanı olur” diyen şeyhli ve şeytanlı bir sürü “biatçı” örgüt yuvalandı bizim üniversitelere. Tu kaka ve darbeci eski oğlanlar ayıklanırken, yerlerine “iyi huylu” takkelilerin yuvalanmasına imkân verildi. Son olarak da zat-ı şahaneleri tarafından suyun başına TV’lerin yüksek tarifeli pop satar ilahiyatçısı Şovmen Nihat “Hoca” atandı.
Atandığı gecenin sabahında attığı twetle, daha ilk günden siyasal İslâm’ın jargonunu kullanmanın dayanılmaz hafifliğini yaşadı: “Hadis ve Peygamber düşmanlarının benden rahatsızlığını biliyorum.” Hemen ardından salladığı, “Cumhurbaşkanımızın (kalbi nasır tutmuş) ifadesi, imanın ve vicdanın her zerresini hayatından atmış bütün dünya ve ahiret sefihlerine ithaftır” tweti ile bu kez kendisini YÖK üyeliğine atayan Cumhurbaşkanı’na selâm çaktı. Bu twet kendisini doğrudan YÖK Başkanlığı’na tayin ettirecek kudrette olmasa da ilerisi için fena bir başlangıç değil.
