“Eylül Sonu”, Yahya Kemal’in en sevdiğim şiiri: “Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa… Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa…” Aziz Şenol Filiz ve Birol Yayla’nın da bu adla bir tınısı olacak, “Serzenişler” albümünde.
Geldi yine, günbatımlarında “Yansımalar” dinleyip roman okuduğum sonbahar akşamları: Kül rengi bulutlar, erken yanıveren sokak lambaları, ıssız caddeler, mavileşen manzara, her seferinde tanrıya inancımı pekiştiren yağmur ve şimşek yüklü bulutlar…
Hangisine girersek girelim, ilkbahar ya da sonbahar, hafiflemek istiyor insan. Güz hüznün, ayrılıkların; ilkyaz dirilişin, neşenin mevsimi… İnsan ve tabiat için her iki mevsim de hazırlık, yaza ve kışa… Çatılar sonbaharda aktarılır, bacalar temizlenir. Yazlıklar kaldırılır, kışlıklar çıkartılır. Konserveler hazırlanır. Mütemadiyen bu aylarda girişirim ben de kitaplığımı temizlemeye. Ne zamandır dokunmuyordum, neler saklamışım böyle?