0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

Bir Türkünün Kırk Bin Yıllık Hikâyesi ya da Huri misin Ey Afet-i Can Yoksa Beşer mi?

-Bayan Willendorf’un aziz ruhuna…-

 

Güneşin etrafında kırk tur attıktan sonra yorgun düştüm. Bir akşamüstü gözkapaklarımın feri söndü, sonra başka akşamlarda da yatağa daha erken gitmeye başladım. Emekliliğine yakın, mesaiye gelir gelmez günün ilk saatlerinde “Akşam olsa da yatsak” diyen eski iş arkadaşımı daha iyi anlamaya başladım. İnsan yoruluyor, yoruldukça uykuyu özlüyordu. Herhalde dedim, böyle böyle yatmaya alışacağız ve belki on beş yirmi sene sonra bütün gece yatmak da bize yetmeyince değil ölümü kabullenmek, onu özler hâle geleceğiz. Bu kadar kolay ve sebepsiz yere “vadem yetse de yatsam” diyen oldu mu bilmiyorum ama mesele aslında öyle basit değil.

Gerçi bunun adını çok sonraları, hemen hemen on sekizinci yüzyılda koyabileceğiz. Fakat bu serüvenin yaşını vermez bize, yalnızca tarihin en büyük trajedisini anlamamızı sağlar. Bütün mesele insanın özgür olması ve bu özgürlüğü sayesinde mükemmelleşme eğiliminden kaynaklanıyordu, yani kırk bin yıl önce de… Şu özgürlük meselesi aklımıza ilk gelebilecek anlamıyla “herhangi bir kısıtlama, sınırlama gibi davranışları bağlayıcı şartlar altında olmamak” demektir fakat biz bunu genelde bir insanla başka insanlar arasında tahakküm olmaması gibi algılarız. Oysa hürriyetin başladığı yer bizatihi insanın kendisi idi. Hikmetini on sekizinci yüzyılda Roussaeu ile kavrayabildiğimiz bu özgürlük, bizi var olan diğer her şeyden ayırıyordu, özellikle de antik çağın kozmosundan ve ille de hayvandan. Canlı cansız her şeyle beraber kozmosun bir parçası olan insan, Rousseau ile birlikte kendi doğasına mahkûm olmadığını, bilakis doğasından bağımsız yegâne varlığın kendisi olduğunu keşfetti. Yalnızca ot yiyen hayvanlar, üçgen petek yapamayan arılar, uçamayan filler… Onlar kendi doğalarının tutsağı idi fakat insan değil… Bu özgürlük, insanda mükemmelleşme eğilimi yaratıyordu ve adını bu kadar geç koyabilsek de bütün bir maceramız bundan ibaretti.

Yazının Devamı Ayarsız Dergisinde

Aylık fikir, kültür, sanat ve edebiyat dergisi Hâlet-i ruhiyemiz: Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz