Aralık sayısı için yazdığım yazıda kendi kapım eşiğinde durdum, kendi kapımın kanadını araladım. Arada ve sırada ve her hâl ve kârda yapmak lâzım böyle muhasebeleri, çok da gecikmeden dostlar. Azrail konmadan göğsümüzün düzüne…
Ali Ekber Çiçek söylüyordu. Kırk beşlik plağın cızırtısına yüreğimin kıpırtısı; türkünün sözlerine gönül cezvemde kaynayan kahvenin gözleri karıştı. Dışarıda soğuk bir yağmur yağmakta ve acı bir yel esmekteydi.
Gönül gel seninle muhabbet edelim,
Araya kimseyi alma sevgilim,
Ya benim kimim var kime yalvarayım,
Kaldır kalbindeki karayı gönül.