0,00 TRY

Sepetinizde ürün yok!

Töre Mantarları

Ağzını açınca önden iki eksik dişi görünen adam “kimse ilk seferinde başaramaz” dedi. Yetmişe merdiven dayamış bu ihtiyarın sözünü alaycı bir gülümsemeyle dinleyen ergen çocuk burnunu karıştırarak sudan çıktı. Tarihin ilk çağlarından beri çalışmaya devam eden su değirmeninin önündeki derin havuzun dibinden değirmenin altına bir su kanalı devam ediyordu. Kanalın içinden akan yeraltı nehrinin tam otuz üçüncü metresinde bir mağara, bir hava boşluğu vardı. Kuru bir toprak parçasına açılan bu boşlukta, kudret mantarları, hudayînabit olarak yetişiyordu. Bahar, yaz, kış demeden çıkan bu mantarları toplayabilmek uğur getirir diye iman edildiğinden, Kırcasaray’ın güzel insanları, bir kendini ispat vesilesi olarak, hem de bir spor mahiyetinde bu mantardan alırlardı. Her bir dalışta, her bir seferde ancak tek mantar almak, ihlâli düşünülemez bir töreydi.

Su değirmenini sekiz yüz yıldır aynı aile işletiyordu. Mayıs ayının sonunda yetmiş yaşına erecek olan Ali Naci değirmenin gece bekçisiydi. Çam ağaçlarıyla örtülü alçak bir tepenin eteğinde kurulmuş değirmenin su çarkını tepeden inen gür bir su çeviriyordu. Ahşap çarkın gıcırtıları gece gündüz kesilmez; bu sesle uyuyakalan bekçinin bazı geceler rüyasına su cinleri girerdi. Rivayet odur ki bu su cinleri havuzun açıldığı kanal nehrinin mantarlarını korumakla görevliydiler. Bu cinlerin korkusudur ki “her sefer tek bir mantar alınacak” töresi asırlardır yaşayagelmekteydi.

Ali Naci bu yaşına erdiği hâlde gönlünde gam, kalbinde keder, zihninde tasa olmayan; sakalına, saçına -evet saçına- tek ak düşmemiş; yüz ifâdesi ve vücudu yeni yetme bir ergene benzeyen bir adamdı. Bazıları derler ki, “şu töre mantarıdır ki Ali Naci’yi bu yaşında bile çocuklar gibi şen kılar.”

İlk seferde mantarlara ulaşmayı başaramayan deneyiciler kafilesine yeni katılmış burun karıştırıcı ergen kurulanıp giyindi. Ali Naci’nin teklif ettiği bir bardak çayı reddederek selâmsız, sabahsız, kasabaya giden yola koyuldu. Ali Naci siyah kepini düzelterek¸sallanan koltuğuna iyice yerleşip gözlerini kapattı ve su çarkının iniltilerini dinleyerek, nesnelerini ancak kendisinin tanıdığı iç âleminde dolaşmaya başladı.

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz